Kuzey Irak’taki sızma harekatı ile ne mesaj verilmeye çalışıldı?

28/12/2023 Köşe Yazıları 244

Her şehit haberi bizi derinden yaralıyor. Ülkemiz güçlü, kökü çok eskilere dayanan, tecrübesi çok gani olan bir devlet. Geçmişimizden ders çıkartma, mutlaka ona göre hareket etme zarureti vardır. 
Irak'ın kuzeyinde yürütülen Pençe-Kilit Harekât Bölgesi’nde, PKK’nın sızma hareketi sonucu 12 şehit verdik. Bölgedeki görüntülere bakıyorum, iklim koşulları çok namüsait. Bu koşullarda neden bir harekât olur? Bu rutin bir saldırı zamanlamasına uymuyor. Genelde bu mevsimlerde, bu tarz terör eylemleri pek olmuyor. Terör, aynı zamanda bir mesaj da verir. Baktığımızda şu çok net olarak karşımıza çıkıyor, PKK’nın kullandığı gerek donanım gerek teknoloji ve haberleşme arkasında güçlü imkânların olduğunu gösteriyor. Bu desteği veren Amerika, bunu saklamıyor. Bunları iyi okumak ve buna göre tedbir almak lazım. 
Yerelden - dünya geneline yaşanan güncel siyasi gelişmelere baktığımız zaman teşhis daha doğru konacaktır. Ülkemizde yerel seçimlere sayılı günler kaldı. Terör eylemlerinin iç politikaya, dış politikaya, ulusal güvenliğe, bölge politikalarına etkisi nedir; buradan da bakmak gerekir.

Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Kürt kardeşlerimizin de yoğun olarak yaşadığı bölgelerde terör incelendiği zaman şunu görülüyor. Ülkemiz parçalanmaya çalışılıyor. Biz biliyoruz ki Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki topraklarımız da Kuzey Irak toprakları da İsrail'in Büyük İsrail Projesi içerisinde yer alıyor. Dolayısıyla buraları ele geçirmek istiyor ve bunun için bazı taşeron örgütleri kullanıyorlar. Bizim, bölge insanına bunu net olarak anlatmamız ve onları kazanmamız gerekiyor. Nitekim Sevr ile beraber ülkemiz parçalanmak istendiği dönemde Ankara Hükümeti, Mustafa Kemal Atatürk ve Ankara'daki Büyük Millet Meclisi buna karşı çıkmış, bir Milli Mücadele yaşanmıştır. İşte burada Osmanlı İslam diye ifade edilen, Türk ve Kürtleri içine alan bir tanım var. Yani biz, Kürt kardeşlerimizle öteden beri bir ve beraberiz. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın ifadesiyle biz aynı kökenden geliyoruz, ayrımız, gayrımız yok. Kıblemiz, inancımız, ideallerimiz, geçmişimiz, mücadelemiz bir. Bunun net olarak ortaya konması gerekiyor. Yani biz Kürt kardeşlerimize dünyadaki her insandan daha yakınız.
Bizim güçlü olmamız gerekiyor. O yüzden komple bir kalkınma harekâtı başlatmamız gerekiyor. Önce bir ve beraber olacağız, dinamiklerimize sahip çıkacağız. Bölge güvenliğimiz için küresel güçlere karşı başta Suriye olmak üzere bölge devletleriyle görüşmeler yapacağız; bizim ortak menfaatlerimiz, paydalarımız var. Güçlü olmak için acilen Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Milli Ekonomi Modelini devreye koyacak ve uygulayacağız. Bundan başka çözüm yok. Rusya, BRICS Devletleri, Çin böyle ayağa kalktı ve kalkınmaya devam ediyor. Ama maalesef bizi idare edenler bunu görmezden geliyor. O halde ‘İş Baş’a Düştü’. Millet destek verecek; Hüseyin Baş liderliğinde Bağımsız Türkiye Partisi kadroları bu modeli uygulayacaklar. Bunu yapmak zorundayız. Güçlü olduktan sonra problemleri çözeriz. 
Ezcümle, bağımsız olmak zorundayız. Bağımsız olmak için; ekonomik olarak güçlü, bir ve beraber olmak zorundayız. Bizi bölmek, parçalamak, birbirimize düşman etmek, gönüllerimizi birbirimize küstürmek için yapılan eylemlere fırsat vermeyeceğiz. Siyaset bunu yaptığı zaman, biz dünyanın bir numaralı ülkesi, barışın timsali oluruz.